SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

MESACİD BAHSİ

<< 556 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

61 - (556) حدثني عمرو الناقد وزهير بن حرب. ح قال وحدثني أبو بكر بن أبي شيبة (واللفظ لزهير) قالوا: حدثنا سفيان ابن عيينة عن الزهري، عن عروة، عن عائشة؛ أن النبي صلى الله عليه وسلم صلى في خميصة لها أعلام. وقال "شغلتني أعلام هذه. فاذهبوا بها إلى أبي جهم وائتوني بأنبجانية".

 

{61}

Bana Amru'n-Nâkıd ile Züheyr b. Harb rivayet ettiler. H.

Bana Ebu Bekir b. Ebî Şeybe de rivayet etti. Lâfız Züheyr'indir. (Bunların hepsi) Dedilerki: Bize Sûfyân b. Uyeyne, Zührî'den, o da Urve'den, o da Âişe'den naklen rivayet ettiki:

 

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) çizgili bir elbise içinde namaz kılmış ve:

 

«Bunun çizgileri beni meşgul etti. Siz bunu Ebu Cehm'e götürün de bana onun enbicânîsini getirin!» buyurmuşlar.

 

 

62 - (556) حدثنا حرملة بن يحيى. أخبرنا ابن وهب. أخبرني يونس عن ابن شهاب. قال: أخبرني عروة بن الزبير عن عائشة؛ قالت:

 قام رسول الله صلى الله عليه وسلم يصلي في خميصة ذات أعلام. فنظر إلى علمها. فلما قضى صلاته قال "اذهبوا بهذه

الخميصة إلى أبي جهم بن حذيفة. وائتوني بأنبجانية. فإنها ألهتني آنفا في صلاتي".

 

[ش (خميصة) كساء مربع من صوف. (بأنبجانية) قال القاضي عياض: رويناه بفتح الهمزة وكسرها، وبفتح الباء وكسرها أيضا، في غير مسلم. وبالوجهين ذكرها ثعلب. قال: ورويناه بتشديد الياء في آخره وبتخفيفها معا، في غير مسلم. قال ابن الأثير في النهاية: يقال: كساء أنبجاني منسوب إلى منبج، المدينة المعروفة. وهي مكسورة الباء ففتحت في النسب، وأبدلت الميم همزة. وقيل: إنها منسوبة إلى موضع اسمه أنبجان، وهو أشبه. وهو كساء يتخذ من الصوف وله خمل ولا علم له. وهي من أدون الثياب الغليظة].

 

{62}

Bize Harmeletü'bnü Yahya rivayet etti. (Dediki) Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki) Bana Yûnus, İbni Şihâb'dan naklen haber verdi. Demişki: Bana Urvetü'bnü'z-Zübeyr, Âişe'den naklen haber verdi. Âişe şöyle demiş:

 

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) çizgili bir elbisenin içinde namaz kılmaya kalktı ve onun çizgilerine baktı. Namazını bitirince:

 

«Bu hamisayi Ebu Cehm b. Huzeyfe'ye götürün de bana onun enbîcânîsini getirin! Çünkü bu hamîsa demin beni namazımdan alıkoydu.» buyurdular.

 

 

63 - (556) حدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا وكيع عن هشام، عن أبيه، عن عائشة؛ أن النبي صلى الله عليه وسلم كانت له خميصة لها علم. فكان يتشاغل بها في الصلاة. فأعطاها أبا جهم. وأخذ كساء له أنبجانيا.

 

{63}

Bize Ebu Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki) Bize Vekî', Hişâm'dan, o da babasından, o da Âişe'den naklen rivayet ettiki:

 

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'in çizgili bir hamîsası varmış. Namazda bununla meşgul oluyormuş. Bu sebeple onu Ebu Cehm'e vererek onun bir enbicânî elbisesini almış.

 

 

İzah:

Bu hadîs'i Buhârî «Ezan», «Namaz» ve «Libâs» bahislerinde; Ebu Dâvûd, Nesâî ve İbni Mâce dahî «Libâs bahsinde muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir.            

 

Hamîsa: Evvelce de gördüğümüz vecihle dört köşeli ve çizgili kumaş demekdir. îpekden veya yünden yapılabilir. Yalnız bu isim verilebilmesi için siyah ve çizgili olması şarttır. Bu kumaş yumuşak, ince ve hacmi ufak olduğu için ona hamîsa denilmişdir.

 

Ebu Cehm (Radiyallahû anh)'in ismi: Âmir b. Huzeyfe'dir. Bâzıları isminin Ubeyd olduğunu söylerler. Mekke'nin fethedildiği gün müslüman olmuşdur. Ebu Cehm Hazretleri, Kureyş kabilesine mensûb olup nesep ilmini bilir ve kabilesi arasında sevilir, sayılır bir zât idi. Kabe'nin iki defâ bina edildiğini görmüş ve Hz. Muâviye'nin hilâfeti sonlarında vefat etmişdir. Ashâb-ı Kiramdan bir de Ebu Cüheym   vardır. Onu bununla karıştırmamalıdır.

 

Enbicânî, Enbîcân denilen yerde yapılan kumaşdır. «Bazıları Menbic kumaşıdır. Menbic, Şam'da ma'ruf bir şehirdir. İsmi mensubu (bâ) nın fethile Menbecânî gelir. Hemzesi de mime çevirilir.» demişlerse de birinci ihtimal daha kuvvetlidir. Bu kumaş hamîsadan daha kalındır. Erişi kaim pamuk veya kalın keten, argacı da yünden dokunur. Ekseriyetle battaniye yerine kullanılır. Çizgileri yoktur.

 

Mezkûr hamîsayı Resulullah (Sallaliahü Aleyhi ve Sellem) 'e hediyye eden de Ebu Cehra (Radiyallahû anlı) idi. Hediyem kabul edilmedi diye kalbi kırılır endîşesi ile hamîsayı kendisine iade etmiş, fakat enbîcânîsini istemek sureti ile hatırını yine hoş etmişdir. Zâten Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in muradı onun hediyesini kabul etmemek değil, hamîsamn çizgili bulunması ve bu sebeple huşû' ve huzûuna ma'nî olmasıydı. Fakat nede olsa hasbelbeşerîyye Ebu Cehm (Radiyallahû anh) hediyyesinin kabul edilmemesinden dolayı gücenebilirdi. Bu ciheti nazar-ı itibâra alan Fahr-i Kâinat (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz, hediyenin kabul edilmemesi mevzubahis olmadığını, ilk hediyeyi değiştirmesinin başka bir sebebi bulunduğunu göstermek için hamîsayı iade etmiş, yerine onun enbîcânîsini istemiş ve bu suretle Hz. Ebu Cehm'in gönlünü almışdır.

 

Gerçi mezkûr hamîsanın Hz. Ebu Cehm'ide meşgul edeceği hatıra gelebilirse de Ebu Cehm (Raâiyallahû anh)'ın kör olduğu söylenir. Olmasa bile Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onun hamîsa üzerinde namaz kılmadığını bildiği için iade etmiş olabilir.